Hakkımda

Selma Sayın Biyografi

5 Şubat 1983’de Hollanda’da gözlerimi açtım. Ailem 1973’de Hollandaya yerleşen birinci nesil Türk işçilerinden. Dört kardeşin en küçük üyesiyim.

Babamın babası küçük yaşta Artvin Ardanuç’tan Gümüşhaneye göç etmiş. Soyumuz savaşçılar dan oluşuyormuş. Araştırmalarımıza göre soyumuz Oğuz Türklerine kadar dayanıyormuş. Annesi aslen Gümüşhaneli.

Annemin babası aslen Tunceli Dersimli. Fakat dedem Gümüşhane Kelkit doğumlu. Annemin annesi aslen Bayburtlu.

Bu vesileyle iki aile Gümüşhanede aynı köye denk gelmiş, ve evlatlarının aşkla yuva kurmalarına vesile olmuşlar. Ozamanlar aşkla evlenmek mücizeydi.

Babam Hollanda’ya işçi olarak gelsede annemi o sorumluluktan uzak tutmuş. Çünkü ailemin derdi para kazanmak değildi. Türkiyede 3 tane evladının vefatından sonra Hollanda’da hayat kurmayı hedeflemişler. Çocuklarının vefatın dan sonra dört sene çocukları olmamış. Fakat 1974’de Hollanda’da ailenin en büyük üyesi olan ablam gözlerini dünyaya açmış. Adı gibi aileme saadet getirmiş.

Aşkla kurulan yuvaya şahit olsam da hayatı çok sorgulayan bir çocuktum. Neden buradayız? Neden farklıyız? Gibi sorularım oluyordu. Etrafımda olan biten herşeyi gözlemliyordum. Yalnışların ve doğruların sürekli farkındaydım. Öngörüleri keskin, nerden ne gelebileceğini çocuk yaşımda farkındaydım.

O yüzden ailemin bana karşı güveni sonsuzdu. Annemin dibinden hiç ayrılmayan, yaşıma göre çok olgun bir çocukmuşum. Annemin ifadesine göre, hanım hanımcık etrafımda olan bitenleri gözlemliyormuşum.

Duyguları ve hisleri çok derin bir çocuktum. Bu durum beni içine kapanık yapıyordu. Belirli bir yaşa kadar yaşıtlarımla bağ kuramadım. Çünkü arkadaş olduklarıma karşı çok seçiciydim. Bu durum beni bilmiş ve kendini beğenmiş biri olarak yansıtıyordu. Kuralcı ve düzene önem veren bir çocuktum. Mükemmelliyetçi ve ince fikirli yapım beni küçük yaşta çok yordu.

Fakat 9 yaşımdan 12 yaşıma kadar daha dışa dönük ve mutlu bir çocuk görüntüsü vermişim. Mahalle futbolu oynadığım günler en güzel yıllarımdı.

Babamın entelektüel ve deha yapısın dan çok feyiz alan bir çoçuktum. Sohbetleri dinlenen ve saygın bir kişilikti. Babam bir ilim insanıydı. Din, siyaset ve tarih gibi konular hakkında çok bilgiliydi. Kendisinden çok şey öğrendik.

Cemaatlerle hiç işimiz olmadı. Cünkü maddi konular içeren ortamların Islamda yeri olmadığını öğrendik. Evimizde herkes yerini ve haddini biliyordu. Birinci kural saygı ve ikinci kural ise maddiyata bağımlı olmayan bir hayattı.

İlk okul hafta’da bir aldığım Türkçe dersinde özgüvenli bir duruşum vardı. Türk öğretmenim bir zaman sonra diğer çocuklar dan ayırıp, bana özel ders vermeye başladı. Zeka olarak üstün gördü. Defalarca Türkiyede okumam için uyardı. Fakat “ailem nerede, ben orada” diyerek karşılık veriyordum.

Maalesef ilk okul son sınıf öğretmenim özgüvenimi kıracak açıklamalarda bulundu. Hollandalı öğretmenim açıklamalarda bulunurken aşağılayıcı tutumu dikkat çekti. Bu vesileyle en düşük orta okul seviyesi belirlendi.

Orta okul birinci sınıf başarılı notlarıma rağmen, ikinci sınıf için tekrardan düşük seviye tavsiye edildi. Bu durum adaletsiz bir biçimde gerçekleşti. Ailem bilgilendirilmeden benim imzam atmam gerektiği söylendi. İmza atarken yalnış karar verildiğini belirtmiş olsam da, bu karara öğretmenim kararlıydı. Maalesef kırılan özgüvenim ve ikinci nesilin verdiği eziklik duygusu eğitim hayatımı olumsuz etkiledi.

Olayları kabullenip içime attım. Ve ailemi bu konuda bilgilendirmedim. 15 yaşımda tepeden tırnağa vucüt ağrıları oluştu. (Fybromiyalji rahatsızlığı, sinir sistemini etkileyen kas romatizması) Genelde travma sonucunda oluşan bir hastalık.

Orta okul son sınıfa kadar öğretmenlerimin adaletsiz davranışlarıyla karşı karşıya kaldım. Bu vesileyle 16 yaşımda eğitim hayatından uzaklaştım. Yetmiyormuş gibi 18 yaşımda 11 eylül vakası eklenince bir müslüman olarak toplumda yerimin olmayacağını düşündüm.

Evden aldığım dini eğitimden dolayı, hayatın bir imtihan dan ibaret olduğunu sürekli hatırlattı. Bu vesileyle ümitsizliğe yer vermedim. Duygularımı öfkeye çevirmek yerine, tecrübe zenginliği olarak gördüm.

23 yaşında evlendim ve 24 yaşımda ilk kızımı kucağıma aldım. 26 yaşımda ikinci kızım dünyaya geldi. 34 yaşımda üçüncü kızımla tekrardan anne oldum. 35 yaşımda babam hakkın rahmetine kavuştu. O dönem zor bir süreçten geçtim.

Sonrasında evlilik hayatı, annelik derken 36 yaşımda tekrardan birşeylerin atılımlarını gerçekleştirdim. Fakat atılımlarımda babamın adını kullanmaya karar verdim.

Çünkü babama karşı bir sözüm vardı. Benim okumamı ve bir yerlere gelmemi çok arzulardı. Geçmişte kendisinede yapılan haksızlıklar nedeniyle eğitim hayatı yarım kalmıştı. Her defasında bu konuyu dile getirdiğinde gözleri doluyordu. Bu vesileyle adını anmak istedim. Adıyla daha çok benimle gurur duyacağın dan emindim.

Astronomi ve astroloji konularına karşı oldukça ilgiliyim. Bu vesileyle 2019 şubat ayın da uzman astrolog biriyle tanıştım. Karşılıklı fikir alışverişi derken kendisinden astroloji ve astronomi dersleri aldım. Astroloji haritamı inceleyerek uzmanlık alanlarımı keşfettim. Sanat, siyaset, yazarlık gibi konularında başarılı olabileceğimi öğrendim.

2019 mayıs ayında ressamlık yoluna başvurdum ve yağlı boya çalışmalarına başladım. Atolyede iki tane Hollandalı ustayla güzel anılarımız oldu. Ustalarım yağlı boya yaparken benim özgür bırakılmamı uygun gördü. ‘Sen kendi kendini eğitirsin’ diyerek beni fırçamla başbaşa bıraktılar. Ve 6 ay içinde insan ve hayvan portreleri yapa bileceğime şahit oldum.

2019 ekim ayında işlerimi büyütmeyi istedim ve Türk iş dünyasına girdim. Yardımlaşma ve toplumsal konulara yöneldim. 2020’de Türk medya kurumların dan gönüllü iş teklifi aldım. Yazarlık konusunda kendimi geliştiririm düşüncesiyle kabul ettim. Gazetecilik, röportajlar, yazarlık gibi konulara yöneldim. En önemlisi topluma katkım olsun gayretini gösterdim. Cani gönülden samimi duygularla yaklaşımlarda bulundum. Fakat karşılığında maalesef aynı samimiyeti göremedim.

Ne çocuk yaşımda, ne eğitim hayatımda, nede 2019 ve 2020 Türk iş dünyasında istediğim sonuçları alamadım. Hep bir engel, hazımsızlık, sözünde durmama gibi konularla karşılaştım. Bu tecrübeler karşısında kendi medyamı oluşturmayı hedefledim.

24 senedir yaşadığım engelleri, olayları, olumsuzlukları, tecrübeleri bir eğitim hayatı olarak kabul ediyorum. Oluşturduğum medyamda yaşanmışlıklar dile getirilecektir ve ona göre konu başlıklarıyla paylaşımlar yapılacaktır.

Sayın Analiz, gözlemlediklerim ve öngörülerimle bir sunum olacaktır. Tarafım her daim HAK‘tan, yani doğrudan yana olacaktır. Allahın çizgisine önem verilecektir. Tarafını HAK‘tan yana seçen, otomatikmen halkın sesine kulak verir.

Siyasi açıklamalara önem vereceğim. Tarafsız ve objektif olmak şartıyla. Dünyada ki gidişat ve adaletsizlikler konu yapılacaktır. Bu günümüzün sistemi ve çiğnenen insan haklarından bahsedeceğim. Çünkü o çürük ve adaletsiz sistemden bende olumsuz etkilendim.

Din, evden aldığım eğitim ve halen olmuş üzerine çalıştığım konularla sunulacaktır. 11 eylül vakasın dan sonra daha çok bilgi paylaşımları yapmayı hedefledim. Dinimizi güzel tanıtmadığımızı düşünüyorum. Örnek yaşantıyla görüntü vermediğimizin kanaatimdeyim. Bu konuda daha derin ve yoğun calışmalar için sesimi yükselteceğim.

Gelişim, dünden bugüne toplumda şahit olduğum ve tecrübe edindiklerimle alakalıdır. Maalesef kültürü dinden üstün tutan bir topluma şahidim. İslam ahlakı ve medeniyeti yok sayılmış durumunda’dır. Oysa İslamiyet gelişime her zaman çok önem vermiştir.

Astroloji, çocukluktan gelen bir ilgi. Araştırmalarım sonucun da edindiğim bilgiler üzerine paylaşımlar yapacağım. Astrolog arkadaşımdan öğrendiklerimi ekleyeceğim. Bu konuda tekrardan eğitim almayı hedefliyorum.

Sanat, Yağlı boya tablolarım ve atoyle çalışmalarım dan ibaret

Konuk köşesi, sesini duyurmak isteyen herkese yer verilecektir, ve röportajlarımla sunum yapmayı düşünüyorum. Dinde konuma ve rekabete önem verilmemiştir. Birlikten kuvvet doğar ve dinimizde topluma faydalı olmanın önemine yer verilmiştir.

Dilerim bu HAK yolunda salih insanlarla karşılaşırım. Aynı çizgide hizmet edebileceğim yol arkaşlarımla TEBLİĞ yolunda buluşmayı diliyorum. Bu vesileyle hep birlikte topluma faydalı ve katkı sağlamış oluruz.

Dünyanın bir imtihan yeri ve geçici olduğu, asıl amacımızın ne olduğunu unutmamak dileğiyle,

Zevkle sitemi takip etmenizi cani gönülden arzularım.

Think, Search, Have an opinion.