Corona/Aşı
Virüsün var olduğuna hep inandım. Fakat bilinçli saldırı olarak görüyorum ve tıkır tıkır işliyor. Çin den çıkması Çine ekonomik bir saldırı olabilir. Yıllardır herşeyi yiyen toplum neden şimdi tehlikeli virüs’e sebep olsun.?
Çin’e bayılmıyorum ama hedef haline getirildi diye düşünüyorum. Nedense Amerika ve Avrupa Uygur konusunda çok hassas. Onca dökülen kan varken neden Uygur Türklerini bukadar düşünür oldular.? Arkasında nasıl bir plan var.? Savaşlara, ölümlere sebep olanların iyimserliklerine kapılıp gidecek degilim.
Acı bir gerçek daha ama dünya nüfusunu azaltmanın derdindeler. Diğer bir konu ise dünya sisteminde ki değişiklikler. İnsanları dijital platforma yönelttiler. Daha az gideri olan bir toplum istiyorlar. Virüs olayı geçse bile çoğu iş verenler, öğrenciler ve daha niceleri dijital sisteme devam edecek. Millet alışverişe gitmeye ihtiyaç duymayacak. İşçilerin azalması zenginlerin cebine kâr getirecek.
Aşı pasaportu gündemde. Insanları kontrol altında tutma planı. Vurulmak zorunda değilsin fakat vurulmadığın taktirde özgürlükler kısıtlanacak. Oysa aşı vurulanlar insanlara tekrardan hastalık bulaştıra bilir. Çoğu ülkelerde aşı pasaportu üzerine çalışmaların yoğunlaşacağını düşünüyorum. Insanların sağlığını düşünmelerinden daha çok, insanlar üzerinden kontrol sağlayabilmek görüntüsünü veriyor.
Dünya sağlık örgütünün Rockefeller ailesinden sorumlu olduğunu hatırlatmak isterim. Bütün dünya liderleri aynı ağız dan konuşur gibi. Tek yönetim çalışması olabilir. Dijital kimlik ve kölelik sistemini başlatan proje görüntüsünü veriyor.
Aşının içeriği hakkında gereken bilgilendirme yapılmıyor. Maalesef toplumun verdiği bilgilerle aşının yan etkilerini öğreniyoruz. Bazı cesur doktorlar işlerini kaybetme riskine girerek açıklamalar da bulunuyor. Sağlık sektörünün baskı altında olduğunun kanaatindeyim. Medya ve sağlık sektörü bu konu hakkında yeterince bilgi veremiyor yada üstü kapatılıyor. Farklı konuşanlar sansürleniyor. Bu durum sadece Türkiyede değil, dünyanın dört bir yanında uygulanıyor.
Doktorlar ve siyasetçilerin aşı hakkında yaptıkları açıklamaları sizlerle paylaşmak istedim.
- Kalp krizi ve inme riski var
- Alerjik reaksiyonlar görülebilir
- Nörodejeneratif hastalıklara yol açabilir
- Otoimmün hastalık geliştirme riski var
- Kadınların adet dönemlerin de düzensizlik
Dr. Ümit Aktaş,
Çalışmaya göre, mRNA bazlı aşıların yan etkilerinin pek çoğu bundan sonraki yıllarda ortaya çıkabilir. Yayında 10 sene içinde çok daha genç yaşlarda görülen nörodejeneratif hastalıklarda, aşırı kanama ya da pıhtılaşmayla kendini gösteren kan bozukluklarında, inme ve kalp krizi vakalarında ani bir artış gözlenebileceği not düşülüyor.
Peter A. McCullough Kardiyolog,
Aşı dan sonra kalp kası iltihaplaşması oluştuğunu belirtti. Ve aşının kalp krizini Covid hastalığından daha çok tetiklediği ve daha çok tehlikeli olduğunu açıkladı.
Dr Serhat Fındık bey aynı açıklamalar da bulunurken, kalp krizi vakalarının ve kadınlar da hamilelikte görülen düşük oranlarının arttığını açıkladı.
Siyasetçi Fatih Erbakan aşının gen değiştirici olduğu ve doğmamış bebekler de tuhaf görüntülere yol açabildiğini basın toplantısın da dile getirdi. Bunları açıklarken Dr Serhat Fındık beyin yanında olması gözlerden kaçmadı.
Dr Theo Schetters aşı dan yana olmadığını defalarca belirtmiş olsa da Hollanda medyasın da pek gündem olmadı.
Avrupa Parlamentosu milletvekili Cristian Terheș basın toplantısı gerçekleştirdi. Aşı hakkın da önemli açıklamalar yaptı. Aşının içeriği kendilerine bile sunulmadığı ve insan haklarının çiğnendiğini belirtti. Basının orada bulunmasına rağmen yeterince gündem olmadı.
Maalesef onca açıklamalara rağmen dünya sessiz kaldı.!
Dünya da bir kaç zenginin hayallerini gerçekleştiren kuklalara döndük. O zenginlere baş kaldırmanın tek yolu birlik ve dirlik. Dilerim insanlar da bir uyanış olur. Özgür, hür iradeyle ve özellikle bilinçli bir şekilde birşeylerin kararı verilsin isterim. Dolaylı dayatılan, yetersiz bilgilerle sunulan bir sıvı dan bahsediyoruz. En büyük zenginlik sağlığımız ve oyuncak gibi harcanmasını istemeyiz, diye düşünüyorum.!